Burada yeni gün anlamına gelen Nevruz’u kutluyorum.
Bugün 21 Mart Dünya Ormancılık, 22 Mart Dünya Su ve 23 Mart Dünya Meteoroloji Günleri’nin ortak kutlaması vesilesiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Yine bugün yeni gün anlamına gelen Nevruz yani bahar bayramını da burada kutluyoruz. Nevruz coğrafyamızda tabiata duyulan sevgi ve hoşgörünün ortak simgesi olan bir bayramdır. Nevruz vesilesiyle birlik ve beraberlik gününde hepinizin Nevruz Bayramını da tebrik ediyorum. Nevruz’u bayram olarak değil, kan dökmek olarak telakki edenleri de huzurlarınızda ayrıca lanetliyorum. Biz bugün burada bir bayram kutluyoruz. Bu programda 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman kurulması, 200 bin çınar ağacı dikim eylem projesini Nevruz bayramında başlatıyoruz
Bir yandan orman müjdesini veriyoruz bir yandan yüreğimiz yanıyor. PKK ve onunla birlikte hareket etme kararı alan çok sayıda terör örgütü DAEŞ gibi insani ve ahlaki hiçbir öncü tanımayan saldırılarıyla ülkemizi ve milletimizi hedef almaktadır. Verdiğimiz şehitleri, canlı bomba saldırılarında kaybettiğimiz insanların acısını her zerremizde hissediyoruz. Bir yandan acımızı yaşar, terörle mücadelemizi kesintisiz bir şekilde sürdürürken aynı zamanda hedeflerimizden kopmuyor, projelerimizi gerçekleştirmekten asla geri durmuyoruz. Devlet ve millet olarak bu terör musibetinin üstesinden mutlaka geleceğiz. Bize korkmak yaraşmaz, yakışmaz. Biz korkuyu korkutanlardan olacağız. Milletimiz bin yıldır bu topraklarda bölücü terör örgütü gibi nice tehdit, saldırı, fitnenin üstesinden geldi. Allah’ın izniyle bu tehdidin de üstesinden geleceğiz.
Devletimiz askeriyle, polisiyle, korucularıyla, istihbaratıyla tüm imkanlarıyla terör örgütleriyle ve arkalarındaki güçlerle mücadele ediyor. Terörün yeni yöntemlerine karşı biz de yeni mücadele yöntemleri geliştirerek kısa sürede netice alacağımıza inanıyorum. Yeter ki millet olarak birlik ve beraberliğinizi sıkı tutun, bundan taviz vermeyin. Terörün en büyük panzehiri işte budur. Bölgede istediğini elde edemeyen terör örgütleri büyükşehirlerdeki rastgele eylemleriyle doğrudan sivil halkımızı hedef almaya başladı. Bugüne kadar milletle savaşıp da netice alan bir terör örgütü yoktur, olmaz, olamayacaktır. Milletime çağrıda bulunuyorum, teröre, örgütlere karşı, ülkemizi terbiye etmeye çalışanlara karşı Malazgirt’teki ruhla, Sögüt’te dikilip 24 milyon kilometre kareyi kaplayan o ulu Osmanlı çınarının azametiyle, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nın azmiyle yeni bir seferberlik çağrısı yapıyorum.
Terör örgütünü darmadağın etmek Türkiye için kolaydır. Önemli olan tarihimize, hedeflerimize güçlü bir şekilde sahip çıkarak terörün karşısında dimdik ayakta durmalıyız. Bunu başardığımızda ne terör örgütleri ne de onların arkalarındakiler bizi yolumuzdan alıkoyamaz. Onlar ne kadar çok kan dökerlerse, milletimizi birarada tutan bağları o kadar gevşetebileceklerini zannediyorlar. Bizim şehitlerimiz, gazilerimiz varlığımızın ve birliğimizin en büyük teminatıdır. Terör örgütlerinin üzerine en şiddetli şekilde gitmeye devam edeeceğiz. Rabbim herkesin yardımcısı olsun. Bu vesile ile şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarımıza başsağlığı diliyorum. Türkiye’nin mücadelesi sadece terörle ve teröristle değil. Biz aynı zamanda yanlış ve yalan gerekçelerle onları destekleyen güçlerle de mücadele ediyoruz.
Türkiye’de demokrasi ve insan hakları konusunda sıkıntı varmış. Biz demokrasiyi, özgürlükleri batı bize dayattığı için değil milletimiz layık olduğu için savunuyor, hayata geçiriyoruz. Biz sadece Allah’ın huzurunda sadece rukuda eğiliriz. Başta türlü eğilmek bize yakışmaz. 79 milyonun tamamının birinci sınıf demokrasiye layık olduğuna inanıyor ve bunun için çalışıyoruz. Böyle olduğu için de demokrasi, insan hakları, özgürlükler konusundaki güçlü duruşumuzu teröre rağmen elbette devam ettireceğiz. Biz demokrasiyle değil, terörle, özgürlüklerle değil teröristler, insan haklarıyla değil terör eylemleriyle mücadele ediyoruz. Batı devletlerinin mülteciler konusunda nasıl sınıfta kaldığını gayet iyi biliyoruz. AB, Türkiye ile görüşme yapacak. Sayın Başbakanımız oraya gidecek. Toplantının hemen arka tarafındaki bölücü terör örgütü çadırını oraya koyuyor ve paçavralarını oraya asıyor. Bu AB PKK’yı terör örgütü olarak ilan etmiş vaziyette. Nasıl oluyor da böyle bir terör örgütüne o çadırları kurduruyor, onların paçavralarını orada sallandırıyorsun. Bu samimiyet mi, bu dürüstlük mü?