Tam ismi Dilma Vana Rousseff. Köken olarak Bulgar asıllı olan Roussef 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Lula da Silva’nın belirlenmiş halefi olarak seçimleri oyların yaklaşık yüzde 56’sını alarak kazandı. Böylece 1 Ocak 2011’de ülkenin ilk kadın Cumhurbaşkanı olarak görevine başladı. 26 Ekim 2014’te cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyların yaklaşık %52’sini alarak ikinci kez Cumhurbaşkanı seçildi.
Brezilya son 10 senede gözle görülür atılımlar yaptı. Güney Amerika’nın en büyük ekonomisi olan Brezilya, IMF’nin 2011 yılı GSYİH değeriyle dünya ülkeleri listesinde altıncı sırada sırada yer alıyor.
Brezilya’nın Rusya, Hindistan ve Çin ile beraber 2050’li yıllarda dünyanın ekonomik kaderini belirleyecek ülkelerden biri olacağı tahmin ediliyordu.
Ayrıca Brezilya; yeni bulunan rezervlerle de geleceğin petrol devlerinden biri olmaya aday.
2013’ün Mayıs ayında Harvard Business School’da 50 ülkenin temel insan ihtiyaçları ve refah seviyesi konusunda teste tabi tutulmasının sonucu olarak Türkiye ve Brezilya yükselen performanslarıyla göze çarpmıştı.
Brezilya ABD-İran krizinde de bizimle başrol oynamıştı. Tahran yönetimini uranyum değiş-tokuş anlaşmasına ikna eden Türkiye ve Brezilya olmuştu. Hatta bu sebeple H.Kissenger’ın can ciğer dostu CFR üyesi Walter Russell Mead Türkiye ve Brezilya’ya ‘Korkunç İkizler’ benzetmesi yapmıştı.
Ne tesadüftür ki, Brezilya’da biz misal IMF’ye borcunu kapamış bir ülkedir. Brezilya’da kendi otomobilini yapma yolunda ciddi adımlar atan ekonomisini düze çıkartmış ve birilerine rakip haline gelmiş bir ülke…
Türkiye’de GEZİ TERÖRİZMİ olurken, Brezilya’da ulaşım ücretlerine yapılan zam bahane edilmiş ve aynı bizdeki gibi MESELE AĞAÇ DEĞİL diyenler “IT’S NOT 20 CENT” sloganıyla Brezilya sokaklarını terörize etmişlerdi.
Peki Vana Roussef neyi yapamadı?
Ne yazık ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın dik duruşunu Bayan Roussef başaramadı. Sokak olaylarını çıkaranlara ve devlet içindeki kadrolara boyun eğdi.
Bugün Brezilya Roussef’i YOLSUZLUK üzerinden yendiğini düşünen ve bunu oylayan vekiller arasında 318’nin yolsuzluk dosyası var. Ayrıca Roussef’i sırtından bıçaklayan Eduardo Cunha’nın Panama belgelerinde 55 kez adı geçiyor ve İsviçre bankalarında milyon dolarları olduğu iddia ediliyor.
Velhasıl Bayan Roussef karşısındaki şer güruhu çok anlayamamış. Eduardo Cunha gibi bir darbecinin yolunu açmış.
Brezilya’da olan resmen ve açıkça bir DARBEDİR. Meselenin yolsuzlukla hiçbir alakası yoktur. Olsa darbeci Eduardo Cunha ilk önce yargılanmalıdır.
17-25 Aralık’ta da YOLSUZLUK meselesi değildi. Hiç olmadı.
Mesele büyüyen memleketleri pranga altına almaktır.
Karşımızdaki güruh çıktığı yoldan geri dönen bir yapıya sahip değil. Şimdilerde MHP’nin yönetimini ele geçirmeye çalışmaları bundandır. Asla geri durmayacaklar. Bu bir SAVAŞTIR, mücadele değil. DİK DURMAK mühimdir.
Gelin bizde şunu diyelim. Mesele DİK DURMAK değildir. Mesele maneviyatımıza, mukaddesatımıza, bayrağımıza, vatanımıza, milletimize sahip çıkmaktır. Burada geri adım atanın, eğilip bükülenin vebali büyüktür.
Kemal Furkan